Ölümcül Oyuncaklar Serisi 6.kitabı

Merhaba arkadaşlar,
Büyük ihtimal çoğunuz, ölümcül oyuncaklar serisinin 6. kitabı olan CENNET ATEŞİ ŞEHRİ'nin matbaada olduğunu biliyordur... Ben bu duruma o kadar çok sevindim ki ! Bu seriyi çoook seviyorum :D Kitapla ilgili alıntıları vb. görmek istiyorsanız devamını gör düğmesine tıklamanız yeterli.. :)









CENNET ATEŞİ ŞEHRİ ALINTILARI : 

1)  ‘ Julian.’ dedi Jia aynı nazik tonla. ‘ Bizim için bir şey yapabilir misin? Ölümcül Kılıçı alabilir misin?’

Clary düzgün bir şekilde oturdu. O Ölümcül Kılıcı daha önce tutmuştu ve soğuk bir kanca gibi tenine işleyen doğruyu hala hissedebiliyordu.  İçindeki doğruyu açığa çıkarıyordu. İstesen de Kılıca yalan söyleyemezdin.

‘Yapamazlar.’ dedi. ‘ O sadece bir çocuk.’

‘Enstitüden kaçan çocuklar arasında en büyüğü o. ‘ dedi Jace bıyık altından. ‘ Ayrıca başka şansları yok.’

Julian omuzlarını dikleştirip , başını salladı. ” Alacağım.’

Robert Lightwood , masaya doğru gidip kılıcı kavradı. Julian ile arasındaki fark yan yana geldiklerinde daha netleşiyordu. Birisi kocaman diğeri ise çok küçük.

Julian ilerleyip , kılıcı kavradığı zaman baştan aşağıya titredi. Acı bütün bedeninden geçiyordu. Hemen arkasındaki Emma , ileriye atıldığında Clary onun yüzündeki saf öfkeyi görebildi. Helen onu yakalamak için atıldıysa da çok geç kalmıştı.

2) ‘Tamam’ dedi Magnus. ‘ Benimle konuşmak mı istiyordun? Hadi konuş.’

Alec gözleri kocaman olmuş bir şekilde ona baktı. Kilisenin kenarına doğru yürüdüler. ‘ Ben istiyordum ki – Ne?’
Magnus ona karanlık bir bakış attı. Sanki aptalca bir şey yapıyormuş gibi. Alec’te öyle yaptığından şüpheleniyordu. Onu hasta edecek soğuk bir rüzgar üzerinden geçti. En son Magnus’u gördüğü zaman ondan uzaklaşıyor , Alec ona sevdiğini bağırıyordu. ‘Benimle konuşmak istiyordun.’ dedi Magnus. ‘ Bütün o telefon mesajlarının o anlama geldiğini sanıyordum. Hem niye o salak arkadaşlarını evime gönderip durdun. Yoksa bunu herkese yapıyor musun?’

3) ‘ Clary’in sana seni seviyorum dediğini duydum. ‘ dedi Isabelle.
Simon ona baktı. ‘ Evet ama o anlamda demedi Izzy – ‘
‘ Biliyorum.’ dedi Isabelle ‘ Sadece sana bunu öyle kolay bir şekilde söyledi ki , sende ona. Bense kimseye söylemedim. Kimseye böyle bir şeyi söyleyemedim.’

4) ‘ Şu kız , Emma.’
‘ Onda bir şeyler var .’ dedi Clary. ‘ Helen’ın kardeşi için meydan okuyuşu, Julian için duruşu. Onun için her şeyi yapar. Blackthorns’ı gerçekten seviyor ve hiç kimsesi yok … ‘
‘ Sana kendini hatırlatıyor.’ dedi Jace.
‘ Sanmıyorum.’ dedi Clary. ‘ Bence bana seni hatırlatıyor. ‘
‘ Çünkü ben küçük , sarışın ve saçlarımı at kuyruğu yapınca çok güzel görünüyorum diye mi?’


5) Jace , bir akşam daha dinlenmelisin.Bedenin hala yorgun ve cennet ateşi seni yakıp duruyor dedi kardeş.
‘ Kardeş Zachariah’ı görmek istiyorum.’ dedi Jace.
O iyi. Senin kendin hakkında endişelenmen gerek.
‘ Onu görmek istiyorum. Onu neredeyse öldürüyordum. ‘
O sen değildin. Cennetin ateşiydi. Ve ona zarar verecek bir şey yapmadın.
‘ Bana onunla tanıştığımda Herondales’lere büyük bir borçu olduğunu söylemişti. Bende Herondale’im. Beni görmek isteyecektir. ‘

6) İki insan. Zamanın bile silemeyeceği anılar verdır. Arkadaşın Magnus’a sor , eğer bana inanmıyorsan. Sonsuzluk, yaşadığın kaybı unutturmaz sadece katlanabilir hale getirir.

7) ‘ Kardeş Zachariah nerede?’ dedi Jace.

‘ Tam buradayım.’ dedi sessiz , yumuşak bir ses. Karanlık saçlı , kendinden bir kaç yaş büyük bir çocuk karşısında duruyordu. Kardeşlik rünleri boynunun biraz yukarısında asılı kalmıştı ama boynunun diğer tarafındaki solmuş rünü görünce Jace yutkundu.
Bir parabatai. Onun gibi. Ve Jace neden rünün solduğunu biliyordu. Dostu , parabatai’si uzun zaman önce ölmüş olmalıydı.
‘ Jace Herondale. ‘ dedi çocuk. ‘ Bir Herondale daha bana hayat bağışlıyor. ‘

8) Robert’ın gözü İsabelle’den sarhoş Simon’a kaydı. ‘ Siz ikinizin arasında bir şey mi var? Kapımın önünde niye bağırıyor bu?’
Clary Isabelle’e baktı. Simon’ı düşündü. Isabelle Max öldüğünden beri Simon’la yakılaşmıştı ve son bir kaç aydır hiç olmadığı kadar yakındılar.Ve babasının bunun hakkında hiç bir fikri yoktu.
‘ Simon bir arkadaş. Hepimizin arkadaşı. ‘ dedi Isabelle ve Simon’a baktı. ‘ Ama şimdi Clary’in evine gidecek. Değil mi Simon?’
‘ Başım dönüyor sanırım. dedi Simon üzgün bir şekilde. ‘ Dünya dönüyor sanki.’

9) ‘ Belki sen her zaman böyle erdemliydin.’ dedi Jace. ‘ Sana parabatai olmanı istediğimi söylediğimde , sen bir gün düşünmen gerektiğini söylemiştim. Sonra geri geldin ve kabul ettin. Niye diye sorduğumda ise çünkü birinin benim arkamı kollaması gerektiğini söylemiştin. Ve haklıydın , Alec. O anı bir daha düşünmemiştim çünkü düşünmem gerekmemişti. Sen her zaman benim arkamı kolladın. Her zaman.’
‘ Yapma.’ dedi Alec. ‘ Benimle böyle konuşma.’
‘Neden?’
‘ Çünkü.’ dedi Alec. ‘ İnsanlar ancak öleceklerini düşündüklerinde böyle konuşurlar. ‘

10) Orada kim var?’ dedi kaşlarını çatarak , Jace. ‘ Tabii.’ diye ekledi. ‘ Ben , Gölgeavcısı halimle ‘Kim var orada diyen kişinin ilk ölenlerden olduğunu bilecek kadar film izledim.’

11) Çoktan pes etmediler mi?’ dedi Kardeş Zachariah. ‘ Tessa’nın mektubunda ne yazdığını okumadınız mı? Bir çaresi yok. Bir çare bulamadılar.’

12) ‘ Sebastian Morgenstern.’ dedi iblis. ‘ Yarın akşam saldıracak. Yarın akşam Alicante yok olacak. Yarın akşam dünyada Gölgeavcısı kalmayacak.’

13)  Şimdi , resmi olarak sevgili miyiz? Yapmamız gereken bir Gölgeavcısı töreni var mı? Facebook durumumu ‘karışıktan’ , ‘ilişkide’ yapayım mı? ‘

Isabelle , burnunu kırıştırdı. ‘ Üstünde surat olan bir kitabın mı var senin?’

*face: yüz surat , book : kitap.

KAYNAK : http://onokumalar.com/olumcul-oyuncaklar6-city-of-heavenly-fire-alintilar 

ALINTILAR OLDUKÇA İLGİMİ ÇEKTİ.. SON KİTAP MÜKEMMEL OLACAK SANIRIM ... :D