Merhaba arkadaşlar !
Oniksi dün gece bitirdim ve tek kelimeyle muhteşemdi. Alıp okuduğuma değdi valla ne yalan söyleyeyim. Mükemmeldi ya! Kitap bittiğinde o kadar üzüldüm ki , çünkü elimde 3.kitap yok ve o kadar çok okumadığım kitap var ki diğerleri bitmeden annemlerin 3. kitabı almama izin vereceklerini pek sanmıyorum... :( Her neyse öncelikle sizinle kitap hakkında bilgileri vb. paylaşacağım daha sonra da devamını gör tuşuna basarak kendi yorumuma ulaşabilirsinizzz !!!
Daemon'la aramızda bir uzaylı bağı olmasının muhteşem olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
Gerçi bu bağa rağmen ona direnmeye kararlıyım. Ama bunu yapmak hiç de kolay değil çünkü Daemon (kahretsin!) gittikçe gözüme daha da taş gibi görünüyor. Üstelik bu sefer Arumlardan çok daha büyük bir problemimiz var. Savunma Dairesi kasabada.
Eğer Daemon'ın yapabildiklerini keşfeder ve benim de onunla bağım olduğunu anlarlarsa ikimizi de mahvedecekler. Bu arada okula yeni biri geldi ve herkesten gizlediği bir sırrı var. Bana neler olduğunu biliyor, yardım da edebilir ama bunun için (sanki mümkünmüş gibi) Daemon'a yalan söylemeli ve ondan uzak durmalıyım. Kimi kandırıyorum ben?!
Kimse sonsuza kadar yalan söyleyemez.
Ultra yakışıklı ve ultra odun Daemon Black geri döndü!
Lux serisi, OBSİDİYEN'den sonra 2012'nin en iyi genç yetişkin kitabı seçilen ONİKS ile tam gaz devam ediyor. Daemon'a karşı koymanın imkânsız olduğunu artık siz de çok iyi biliyorsunuz...

.jpg)
Arka kapakta " Daemon'la aramızda bir uzaylı bağı olmasının muhteşem olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. " yazmasına rağmen kitaba başladığımda da kitabı bitirdiğimde de bunun muhteşem olduğunu düşünüyordum :D Gerçekten çok enteresan ve güzel bir olay bence :D Kitapta en sevdiğim bölümlerden biri Daemon'un sürekli ama sürekli olarak o kalemiyle matematik dersinde Katy'yi dürtmesiydi. Çok şeker bence :D ^-^ 2. en sevdiğim olay ise Katy blogu için video çekerken Daemon'un da videoya dahil olmak isteyerek videoyu ( bence ) muhteşemleştirmesiydi. Evet Daemon'u tekrar tekrar ve tekrar sevdim bu kitapla.
Blake ilk sınıfa geldiğinden beri hoşuma gidiyordu, hatta Daemon'un sürekli Katy'yi Blake'ten korumaya çalışması bazen bana saçma geliyordu çünkü onun gayet normal bir, SD ile çalışmayan uzaylı-insan olduğunu düşünüyordum taaaa kiiii Katy'ye bıçak fırlatana kadar. Her ne kadar onun yeteneklerini geliştrmeye çalışsa da bıçak gibi bir şey fırlatması yanlış bir davranıştı. Katy'yi yemek yemeye gidelim diyerek bir Arum ile savaşmaya zorlaması yanlış bir davranıştı. İşte bu 2 olaydan sonra Blake'ten feci derecede soğudum. Bardağı taşıran damla ise Simon'un kanlı saatinin onun kamyonundan çıkması oldu. O andan beri zaten en büyük düşmanım Blake. Ben Katy'nin yerinde olsaydım ben de Blake'e güvenirdim çünkü öyle şeyler yapıyor ki direk insanın güvenini kazanıyor... Ama Katy'nin de haksız olduğu durumlar vardı tabii. Onun ismini internette arattıktan sonra Vaughn'un Blake'in amcası olduğunu, henüz emin olamasa da Blake'in SD ile çalıştığını düşündüğünü hemen gidip Daemon'a söylemeliydi. Söylemediği için de zaten başına kötü şeyler geldi. Zaten Will'e de başından beri sinir oluyordum. Ben biliyordum o adamın içinde kötü bir şeyler olduğunu. Bence Katy acilen gidip olan biteni annesine anlatmalı bakalım diğer kitapta ne olacak...
Gel de al mı?.. Daemon, kurabiyenin yarısını o dolgun ve tamamen öpülesi dudaklarının arasına koydu.
Utancımdan yer yarılsa da içine girsem diye düşünüyordum. Daemon ne yapacağımı sanıyordu yani? Leydi ile Sokak Köpeği filminin açık saçık versiyonundan fırlama bir hareketle uzanıp ağzından kurabiyeyi mi alacaktım? Kahretsin, evet kurabiyeyi tam da öyle almak için yanıp tutuşuyordum, bana neler oluyordu böyle.
Oniksi dün gece bitirdim ve tek kelimeyle muhteşemdi. Alıp okuduğuma değdi valla ne yalan söyleyeyim. Mükemmeldi ya! Kitap bittiğinde o kadar üzüldüm ki , çünkü elimde 3.kitap yok ve o kadar çok okumadığım kitap var ki diğerleri bitmeden annemlerin 3. kitabı almama izin vereceklerini pek sanmıyorum... :( Her neyse öncelikle sizinle kitap hakkında bilgileri vb. paylaşacağım daha sonra da devamını gör tuşuna basarak kendi yorumuma ulaşabilirsinizzz !!!
Yazar : Jennifer L. Armentrout
Yayınevi : DEX
Sayfa sayısı : 396
Daemon'la aramızda bir uzaylı bağı olmasının muhteşem olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
Gerçi bu bağa rağmen ona direnmeye kararlıyım. Ama bunu yapmak hiç de kolay değil çünkü Daemon (kahretsin!) gittikçe gözüme daha da taş gibi görünüyor. Üstelik bu sefer Arumlardan çok daha büyük bir problemimiz var. Savunma Dairesi kasabada.
Eğer Daemon'ın yapabildiklerini keşfeder ve benim de onunla bağım olduğunu anlarlarsa ikimizi de mahvedecekler. Bu arada okula yeni biri geldi ve herkesten gizlediği bir sırrı var. Bana neler olduğunu biliyor, yardım da edebilir ama bunun için (sanki mümkünmüş gibi) Daemon'a yalan söylemeli ve ondan uzak durmalıyım. Kimi kandırıyorum ben?!
Kimse sonsuza kadar yalan söyleyemez.
Ultra yakışıklı ve ultra odun Daemon Black geri döndü!
Lux serisi, OBSİDİYEN'den sonra 2012'nin en iyi genç yetişkin kitabı seçilen ONİKS ile tam gaz devam ediyor. Daemon'a karşı koymanın imkânsız olduğunu artık siz de çok iyi biliyorsunuz...
.jpg)
DİKKAT SPOİLER !!
Katy acayip sinrimi bozdu bazı bölümlerde. Kitabı alıp böyle parçalamak istedim. Her seferinde o uzaylı bağı yüzünden Daemon'un onu sevdiğini düşünüyor, her seferinde ilk tanıştıklarında ona karşı yaptığı öküzlükleri düşünüyor ve sürekli bunu Daemon'un yüzüne vuruyor. Daemon sürekli özür dilemesine rağmen Katy hala ilk tanıştıklarında yaptıkları öküzlükleri, o uzaylı bağını sürekli ama sürekli yüzüne vuruyor. Ama artık bir zaman sonra sıkıldım bu salak davranışlarından. Ya çocuk milyon kere özür dilemiş sen hala napıyorsun ?!!!! Daemon'u da giderek kırmaya başladığını hissediyordum. O güçlü adam Katy'nin saçmasapan düşünceleri yüzünden içten içe üzülüyordu.
En sevdiğim 3. bölüm ise şu an aklıma geldi hani şu kurabiyeli bölüm muhteşemdi bence ! Acayip gülüp eğlendiğim bir bölüm oldu.
“Kurabiye yer misin?” diye sordu, çikolata parçacıklarıyla dolu bir kurabiye uzatarak.
Midem kötü olsun ya da olmasın, bunu reddetmemin imkânı yoktu. “Tabii.”
Çarpık bir gülümsemeyle bana doğru eğildi; dudakları dudaklarıma çok yakındı. “Gel de al.”
Hay ben böyle işin...
Şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Masadaki kızlardan birkaçından öyle sesler geliyordu ki, duyan da masanın altında eriyip akıyorlar zannederdi. Fakat gerçekten ne yaptıklarına bakmayı başaramadım.
O kurabiye –o dudaklar– tam karşımdaydı.
Yanaklarıma ateş bastı. Herkesin ve Daemon’ın gözlerini üstümde hissedebiliyordum... Yüce Tanrım, Daemon kaşlarını kaldırmış, meydan okuyordu bana.
Daemon yukarı uzanıp kurabiyeyi aldı. Gözleri bir savaş kazanmış gibi parlıyordu. “Süre doldu Kedicik.”
Bakakaldım.
İşte benim yorumum böyleee ! Siz kitap hakkında ne düşünüyorsunuz ? Yorumlarınızı bekleriz :)
Hepinize keyifli okumalaaar ^-^
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder